21 Eylül 2009 Pazartesi

K.P.B.T. (Day 2)..!

Güne hoparlörden taşan,sadece "İyi ki doğdun,iyi ki varsın" sözlerini hatırladığım ve mümkünse hayatımın geri kalanında bir daha duymak istemediğim bir şarkıyla merhaba derken,merdivenlerin sonunda beni karşılayan kayınpedrom bana sarıldı.Günün anlam ve ehemmiyetine uygun davranmak istemiş anlaşılan.Müziğin desibelinden kaynaklı karşı komşulara da reklam olmuş bir şekilde verandadan tebrikleri kabul ettim.

Babamın telefonundan beni arayarak sırayla doğumgünümü kutlayan beleşçi annem ve kardeşimin tebriklerini de aldıktan sonra kahvaltı ettik.Pedro şahane tost yapıyormuş onu öğrendim.Tostları alüminyum folyoya sararak pişirmeyi de babasından öğrendiğini farkettim yarimin.

Tansaş' tan içim kan ağlaya ağlaya alışveriş yaptıktan sonra,buradaki Dia mağazasını hangi iş arkadaşıma şikayet etmem gerektiğini düşündüm.Herif kendine feodal bir franchise kurmuş,kafasına göre at koşturuyormuş kasabada.Herkes de şikayetçi,kimse alışveriş yapmıyormuş Dia' dan,sırf bu herif yüzünden.Bittin oğlum sen.

Buradaki insanlar tamamıyla dünyevi zevklerin esiri olmuş gibi.Sabah 10:00'da başlıyor alkol ve sigara tüketimi,gün içinde yenen abur cuburun haddi hesabı yok.Bakkal,market sahibi cirosunun yaklaşık 70%' ini alkol ve sigaradan yapıyor."Sigara ve içki alacağım,kredi kartıyla veriyor musunuz?" diyerek girdiğim bakkal,"Onları vermezsek burada aç kalırız" dedi.Ama pos makinesini kullanmayı bilmediği için,kendi işlemimi kendim yaptım ve ona da öğrettim.
Ve ben yoldan çıkmaya ne kadar da meyilliymişim meğer.Allahtan ağzımın bütün gün alkol kokması sevdiceğimin inceden hoşuna da gidermiş.Buna sığınarak yudumluyorum biramı bu yazıyı yazarken.

Ardından önde pedroya,devamında da saç sakal karışmış karşı komşuya tavlada kaybettim.Babam bana yıllar evvel"Sakalı senin saçından uzun bir adamla asla tavla oynama,kazanamazsın" demişti ama,ben yine onun lafını kulak arkası etmenin cezasını çok ağır çektim.

Arabanın benzin göstergesi kırmızı çizginin oralarda geziniyor ama yapacak fazla birşey yok,çünkü en yakın benzinci 20 km. ötede.Tek dileğim oraya kadar idare etsin.Yoksa elde bidon vurucam kendimi virajlara.Akşam saatlerinde nişanlım beni doğumgünüm şerefine yemeğe çıkartacak ve planı 20 km. ötedeki benzinciye yakın yaptığı için şanslı sayılırım.

Bu yemeğin ve gecenin ayrıntılarını bir sonraki episode da aktarırım belki,bilmiyorum.Ama anladığım kadarıyla bu tatil daha çok şeye gebe.

Hiç yorum yok: