16 Ağustos 2009 Pazar

Hırsız ve Çilingir..!

Bundan bir ay evvel,alt kattaki komşunun evine hırsız girdi.Kapılarının önünden her geçişimde,"Hala inşaat bittiğinde takılan ahşap ve güvenilmez kapıyı kullanıyorlar " diye söylenirdim.Nitekim bu unsecure kapılar hırsızların ağzını sulandırıyor.Nitekim olaydan birkaç gün sonra,o eski ahşap kapının yerini kalın ve heybetli bir çelik kapı aldı.Türk'ün aklı yine geç geldi başına.

Hep duyardım ama,o dört tarafından sürgüler,kilitler sarkan çelik kapılarında pek bir boka yaramadığını ise dün akşam öğrendim.Öğlen 14:00'te evden çıkan komşumuz,akşam saati kapımızı çaldı."Komşu,kapımı kurcalamışlar,anahtarım açmıyor " dedi.Aynı komşu geçenlerde anahtarını içeride unuttuğu için,yine akşam vakti çilingir çağırmış ve yuvasına girebilmesine yardımcı olmuştum.O akşam kapının kilitleri komple değişmişti.

Kapının sıkı sıkı kapılı olmasından dolayı,hırsızların kapıyı zorlamış fakat içeri girememiş olduğunu düşünüyorduk.Hemen kat sakinleri apartman boşluğunda toplandı.Çeşitli fikirler ortaya atıldı,hırsızlardaki engin cesaretten,sitedeki güvenlik eksikliğinden dem vuruldu.Neredeyse çaylar demlenip,iki sandalye atılıp kadınlar gününe çevrilmek üzereydi ki muhabbet,komşunun kocası,yanında yine aynı çilingirle çıkageldi.

Kapı açıldığındaysa,korkunç gerçek su yüzüne çıktı.Hırsız veya hırsızlar,eve girmeyi başarmış,yatak odasındaki dolapları olduğu gibi yerlere saçmış,yatağı altüst edip,kuyum ve ziynet zulalarını yoklamışlardı.Tüm mücevher kutuları antrede yerlere saçılmış,işe yarayacak pahalı ziynet yürümüş,dandik incik boncuk olduğu gibi ortada bırakılmıştı.Kadın,sinir bozukluğunun verdiği hızla,doğal olarak başladı ağlamaya.Annem tüm bu olan biteni,normalde bir veya iki kere duymaya alışık olduğumuz,"Aaaaaaaaa,vah vah vah " ve "Ooooooo,tüh tüh tüh " nidalarıyla izledi yaklaşık 1 saat boyunca.

Yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını sorduktan ve komşu kadın da biraz sakinledikten sonra,kapımızı kapatıp eve girdik.Çok hızlı bir şekilde kapıya içerden emniyet sürgüsü taktırmamız gerektiğini,böylece en azından bir evdeyken break in 'lerın önüne geçebileceğimizi anlatırken,sağolsun annem de evde olmadığımız zamanlarda ne yapacağımıza dair bir çözüm geliştirdi."Artık birimiz oturacak,diğeri gezecek,işlerini halledecek,gelecek,öbürü öyle çıkacak,napalım? ".

Gar gar güldüm tabi.

Şimdi de kafamı kurcalayan şey şu.Herkesin günahı boynuna ama,ellerinde her türlü kapıyı,kilidi açan teçhizat bulunan çilingirler,herhangi bir denetime,kontrole yada kanuna tabi mi?
Bu adamların açtıkları kapıları,taktıkları kilitleri vs. bildirdikleri bir kurum yada oda var mı?
En küçük bir olayda,günahsız da olsalar,"Geçenlerde çilingir geldiydi,kilitleri falan değiştirdi.Acaba onlar mı yaptı bu işi? " diye usual suspect muamelesi gördüklerini biliyorlar mı?
Yoksa en küçük iş için bile 40 lira gibi bir rakam aldıklarından dolayı,bunların hepsini sineye mi çekiyorlar?
Çünkü o an kapıda kalmış olan kimse,sadece evine girebilmeyi düşündüğü için,o anda bunların hiçbirini sorgulamıyor.Eli o adama mahkum olduğu için de 100 lira da istese sesini etmeden çıkarıp veriyor.

Hiç yorum yok: