13 Haziran 2009 Cumartesi

Sum Of All Fears...veya...Puffy Bey'in Gündüz Kabusları..!

Gün yavaş yavaş kararmaya başlamış.Ofisteyim.Kimse masasında yok.Telefonum çalıyor,açıyorum."İK herkesi çağırdı,aşağıda toplandık,sen de gel çabuk".

Telefonu kapatıp hemen çıkıyorum ofisten,farkediyorum ki altımda yatarken giydiğim kaprim,ayağımda parmak arası terliklerim ve üstümde de yakası bağrı kaymış t-shirt'lerimden biri var.
İş merkezinin koridorları her zamanki gibi değil,tüm duvarlar ayna.Ama belli ki çift taraflı cam bunlar.Birilerinin,kendimi acıyarak seyrettiğim bu aynaların ardından bana güldüğünü hissedebiliyorum.

3.katta,toplantı odalarının bulunduğu ofis de,iş merkezinin iç mimarisi gibi değişimden nasibini almış.Daracık aralardan geçe geçe,yüzlerce kapının arasında,herhangi birinin ardından tanıdık bir ses duymaya çalışıyorum.Ölüm sessizliği var heryerde.Her şeye razıyım,hiç sevmediğim bir insanı,korktuğum bir hayvanı görmeye yada hiç hazzetmediğim bir şarkının nakaratını duymaya.Ama kati yalnızlık ve sonsuz sessizlik.

Eninde sonunda açılan bir kapının ardından adımı seslenen biri."Gel buraya".Heyecanla odaya giriyorum."Departmandaki herkesi işten çıkarttılar.Bir tek seni çıkartmamışlar.Sence neden Puffy?Böyle birşeyi sağlayabilmek için ne yaptın allah bilir?"

Hem yıkılmış,hem de şaşırmış şekilde çıkıyorum odadan.Saate bakıyorum 20:22."Lanet olsun servisi kaçırdım,üstelik işe de arabasız gelmiştim."Bir an önce kurtulmam,uzaklaşmam gerek buralardan ama nereye gideceğimi bilmiyorum.Tek bildiğim şey var.Bir yere değil,birisine gitmeliyim.

Cep telefonum,şekil itibariyle aynı olsa da,menüleri,telefon defteri bana çok yabancı.Her zaman hızlı arama için kullandığın "6" tuşunda başka biri kayıtlı.Ama kim olduğunu bilmiyorum.Hangi tuşa basarsam basayım,videolar geliyor ekrana,hepsinin içinde "6" tuşuna atanmış kadın var.Biraz müzik klipleri,biraz da acemice çekilmiş amatör kayıtlar gibi hepsi.Aralarda kafamdan çıkartmak istediğim bazı fotoğraf kareleri saklı.Ama bu fotoğrafları hiç görmedim ki ben,bunlar sadece kafamda canlandırdığım ve uzaklaştırmaya çalıştığım kareler.Ulaşamıyorum,ne cep telefonu ne de ev telefonu var artık kayıtlarda.Zorluyorum kendimi ama hatırlayamıyorum da numarayı.Kendime kızıyorum deliler gibi.

En sonunda zaman zaman gittiğim,içinde sevdiğim insanların yaşadığını bildiğim ve aradığım kadının da yanlarında olabileceğini düşündüğüm eve geliyorum.Burada da değişiklikler olmuş.Balkon denize sıfır.Uzanınca elinle dokunabileceğin yakınlıktan container dolu bir şilep geçiyor ama tamamen sessiz.Arka odadan bir adam çıkageliyor.Esmer,oldukça yakışıklı,karizmatik ve atletik.Adamın duruşu bana hiçbir insanın bugüne kadar vermediği kadar güven veriyor ve hiç tedirgin olmuyorum.

"Yeni taşındım ben buraya,çok zor oldu ama bir ev bulmak.İnanamazsın bu evi de kiralamak için ev sahibine gay olduğumu söyledim.Başka türlü ikna olmadı bana kiralamaya".
Aptal aptal sırıtıyorum.Yardıma ihtiyacım olduğunu söylemekten ziyade,onun bunu kendiliğinden farketmesini istiyorum."Sen biraz dinlen burada,nefes nefese kalmışsın,benim biraz işim var"diyor ve arka odaya geçiyor.

Ben de aşina olduğum bu balkonda,biraz zaman geçirerek sakinleşmeyi çok çekici buluyorum.Telefonu bir kez daha elime alıyorum,belki biraz sakinlemiş halimle,gözden kaçırdığım bir şeyleri yakalar,bu içinden çıkılmaz labirenti çözebilirim diye.

Aradan uzunca bir zaman geçtiğini ve zaman kaybettiğimi düşünerek adamı bulmak için ben de arka odaya doğru yürüyorum.Yavaşça kapıyı açıyorum,deminki adam,yanında max.14 yaşında bir erkek çocuğu,çırılçıplak sevişiyorlar.Beni görünce hemen toparlanıyorlar.Ama ne adam ne de çocuk,yaptıkları şeyden şikayetçi gibi gözükmüyor.Onlar bu kadar sakinken,benim de sakinliğimi korumam gerektiğine karar veriyorum."Kusura bakmayın,çok özür dilerim ama telefonu kullanmam gerekiyor,gitmem lazım,sizi rahatsız ettiğim için de çok üzgünüm."Adam pişkince bana doğru yaklaşıp,kulağıma fısıldıyor."Sıranı bekleyemedin değil mi?"

Adama kafayı koymakla,oradan hızla uzaklaşmak arasında bir ikilem,kafayı koymazsam gitmeme izin verilir mi yada,o kafayı koyarsam,kolaylıkla sıyrılabileceğim bir durumu içinden çıkılmaz bir hale mi dönüştürürüm?


Allah aşkına neredesin.Yardıma ihtiyacım var.Sana ihtiyacım var.

Hiç yorum yok: