İşte size yeni millenium'un en havalı,en kebap ve en uzak durulması gereken meslekleri:

* Öncelikle,hayatınızın her anında etrafınızda size muhtaç insanlar,hayran kadınlar ve zeka küpü adamlar olmasını istiyorsanız,hiçbir dönem geçerliliğini ve forsunu yitirmeyen "Beyin Cerrahlığı"'nı önermeden geçemeyeceğim.En nihayetinde 86 yıllık cumhuriyet tarihinde Gazi Yaşargil'den başka adını bildiğiniz kaç Türk beyin cerrahı var?
*Özellikle genç kızlarımız için,günümüzün vazgeçilmez mesleklerinden bir diğe
ri de "Diyetisyen"lik.2004 verilerine göre erkek nüfusunun 22,1%'inin,kadın nüfusunun ise 41,5%'inin obez olduğu Türkiye'de aç kalmanıza imkan ihtimal yok.Hiçbirşey yapamazsanız,Dudullu'da,Ümraniye'de bir muayenehane açarsınız,viziteyi 20 liraya sabitler,sürümden kazanırsınız.Ülkenin en ünlü diyetisyeninin adam öldürmesine göz yumuluyorsa,siz orada bir mahalleyi yok etseniz kimse kılınıza dokunmaz.
"Yok ben fazla uğraşamam,çok yorulmadan paramı kazanmak isterim,zaten üniversiteyi de hasbel kader bir diplomam olsun diye okuyacağım" diyorsanız aşağıdakiler tam size göre:
*Mesela "Yaşam Koçluğu"'nu deneyin.Çevrenizdeki insanlara,zaten halihazırda yapmaları gereken şeyleri,sanki çok farklı birşeyden bahsediyormuş gibi bir tavır takınarak,ağır ağır anlatın.Bunu yaparken havuç suyu falan için,çok mutlu ve huzurlu bir insan portresi çizin.Arkadaşlarınızla çıktığınız gece gezmelerinden onlara nazaran erken ayrılın ve ertesi sabah 06:30 gibi falan onları arayın.İnanın sizin birşeyleri doğru yaptığınızı ve/veya doğru bildiğinizi düşünen birçok enayi çıkacaktır ve üstüne üstlük,gece erken yatıp,sabah erken kalkması gerektiğini söylemeniz için size eşşek yüküyle para verecektir.
*Olmadı "Emlakçı" olun.Yalandan bir yazhane açıp,mahalle mahalle gezin.Kapıcılarla sohbet edin.Ceplerin
e bir paket Samsun atıp,nerede boş daire var öğrenin.Acar davranırsanız ev sahibinin adresini ve telefonunu bile alabilirsiniz.İki kelam,üç laklak'tan sonra imzalatın ev sahibine bir vekaletname,asın cama "Salla Başı,Al Maaşı Emlak Ofisi'nden Kiralık"yazısını.Oturun bekleyin dükkanda.Gelsin çay,gitsin oralet,yandaki bakkalla tavla turnuvası.Arada bir müşteri gelir,bakkal bakar dükkana nasıl olsa.İki adım atar gösterirsin evi.Sonra alırsın bir kira bedeli komisyonunu,allah bereket versin.*Valla bu sonuncuya benim bile aklım kaymıyor değil."Oto Yıkamacı" olun.Geçenlerde arabamı yıkatmaya götürdüm.3-4 araba sıra var.Kenarda yaktım sigaramı bekliyoru
Bu kadar tavsiyeden sonra birkaç uzak durulması gereken meslek hakkında da sizleri uyarmak benim görevimdir Türk gençleri:
*Ne yaparsanız yapın ama sakın belediyenin inşaat kadrosuna falan başvurmayın,çünkü siz üniversite mezunu olduğunuz için size en zor ve meşakkatli görevi vereceklerdir.Karısıyla,kızıyla,yerine göre manitasıyla seyahat eden adamlar,kenarda çalışan dozerin kepçesine saplanmasınlar diye kırmızı üçgen bir bayrağı verirle elinize,öğlen sıcağında salla allah salla uyarırsınız şöförleri mazallah.Güneşten kavrulur,okuduğunuzu da unutursunuz.
*Benzer bir durumda,yol çalışmasının olduğu yerden geçen Kamil Koç bandıralı,şeh
irlerarası otobüsün içindeki "Muavin" de olmak istemezsiniz,ki istemeyin de.Otobüs yolculuğu,yolcuya bile zulümdür.Düşünsene,4 bebek,8 teyze,12 beyamca ve irili ufaklı kadın ve erkek toplam 44 kişilik bir insan yığınına İstanbul-Van arasında,36 saat boyunca,kahve,çay,su,topkek,yerine göre kusması için torba falan yetiştirmeye çalışarak geçer mi bir ömür?Buna bir de şöförün egosu,havası,tribi eklendi mi,ilk şarampolde aç orta kapıyı at kendini boşluğa.
3 yorum:
Bravo, pek faideli bir eser olmuş.
Efenim,
içimden bir his yorumum kinayeli anlaşılabilir dedi ve şu eklemeyi yapmak istedim; gerçekten eğlenceli ve bilgilendirici dolayısıyla seçim arifesindeki gençlerimiz için faideli bir eser olmuş.
Bu blog ben kendi egomu tatmin edeyim diye değil ki, alla alla! Hiç!
Siz ve sizin gibiler sayesinde bu blog adını tarihe altın harflerle yazdıracak Müge Hanım.
Egonu da al git..!
:))
Yorum Gönder