26 Temmuz 2009 Pazar

Lanet Olsun Sana...Ey Zalim Mango..!

Blogger'ın notu:
Bu yazı;
Manyak indirimlerle kadınlarımızı adeta yağmacıya dönüştüren zincir mağazalara lanet etmek,bir yandan da torba torba giyim eşyasıyla mağazadan çıkmalarını beklemeye mahkum edilmiş,milyonlarca erkeğin acısını ve kaderini gözler önüne sermek için yazılmıştır.


Hafta ortası çıkardığı gereksiz gerginliklerden anlamalıydım cumanın gelişiyle birlikte kendini bir mağazaya atıp,deliler gibi indirimin tadını çıkartmak istediğini sevdiceğimin.
Anlayamadım.
Geç kaldım.
Geleneksel Mango ziyareti için akşam iş çıkışı Bahariye mağazasının yolu tutuldu.

İlk başta ben de heves ettim,beraber girmeye içeriye,neler alacağını,neşeli çocuklar gibi sağa sola saldırışını görmeye.Ama içeriye girince kendimi amazonların diyarındaki adam gibi hissettim.Gürültü had safhada,kasa kuyruğu 3 kat yukarıya dolanmakta.
İlk etapta bir etek tutuşturuldu elime,hızlı şekilde işimizi bitirmek için yardım gerekçesiyle.Ama fazla tutamadım o eteği,sevdiceğime paslayıp,duvarların üstüne üstüne geldiği,başından aşağıya soğuk terler boşanan bünyeyi attım dışarıya can havliyle.

Unicef'le ilgili bilgi vermek isteyen kızı kibarca savuşturup,elinde bir sürü torbayla oturan,benim yaşlarımdaki genç adamın yanında bankta ayrılmış yerime oturdum ve başladım sevdiceğimin yolunu gözlemeye saat 20:00 sularında.
Sohbete başlamamız için bir 15 dakika geçti ama bilseydim ki bu sohbet beni umutsuzluğa sürükleyecek,hiç oralı olmazdım.Öğrendim ki baldızı ve teyzesi içerideymiş saat 18:00'den beri.Tüh dedim kendi kendime 22:00'ye kadar buradayız,o da mağaza o saatte kapandığı için.

O sırada bir insan çifti,sarmaş dolaş geçti önümüzden,adam bilseydi hayatının en büyük hatalarından birini yapıyor asla kurmazdı o cümleyi:
"İstersen Mango'ya girelim,biraz bakın sağa sola,hoşuna giden birşey olursa alırız..!".
Demin kontrol ettim internetten,"Gaflet" in kelime anlamını ifade ediyormuş bu cümle.Ve kendilerini o banktan kalkana kadar bir daha göremedim.Dükkanı üstlerine kapatmış olabilirler.

Ardından etrafta kendini bizden ayrı tutmaya çalışan,esas kimliğini gizlemeye niyetli fakat bir o kadar da başarısız kader arkadaşlarımı tespit ettim teker teker.Kimi yalandan vitrinleri seyrediyor,kimi büfeden aldığı dönerli sandviçini kemiriyor,kimiyse elindeki Kadıköy Gazetesi'ni karıştırıyor yalandan.Ama hepsinin gözü Mango'nun kapısında.En garipleri ise önlerindeki puseti aksesuar gibi lanse etmeye çalışanlarıydı.Onların durumu daha da acınası ve çaresizdi.O yüzden hiçbiri benimle gözgöze gelmeye cesaret edemediği için,kafaları önde,gözyaşlarını içeri doğru akıtmakla meşguldü.

Girişinden 50 dk. sonra kasa kuyruğunda kendisiyle birlikte beklemem için beni arayan sevdiceğime karşı dik durdum,hiç taviz veremezdim.Dışarıda bekleyen onlarca erkeği yüzüstü bırakarak dalamazdım içeriye.Ve dalmadım da.

Derken çıkageldi güzel kadın,elinde koca bir torbayla,koluma girip kedi gibi sırnaştı,mağaza önünde erkeğini bekleten her kadın gibi tatlı tatlı.3 dk geçti geçmedi,benim bünye yumuşadı.Sinir stres yapmaya kararlı adamdan geriye eser kalmadı.Geride bıraktığım kader arkadaşlarımın arkamdan bakıp,"Tuuu yazıklar olsun!" dediğini duyar gibi oldum.

Ve bir sonraki alışveriş seansına kadar uzaklaştık oradan yavaş ve sessizce..!

Hiç yorum yok: