7 Nisan 2009 Salı

What's The Matter With You People..?

Son zamanlarda etrafımdaki herkes,bir çeşit bulaşıcı hastalığa yakalanmış gibi.Hepsinde benzer semptomlar.Kimse yaşadığı hayattan memnun değil.
Herkes,elinde olmayan şeylerin,kendisini ne kadar mutsuz ettiği ile ilgili yakınmalar içinde.Kimse,yaz mevsiminin geliyor olmasından kaynaklı huzuru ve heyecanı doyasıya yaşayamıyor.Çünkü sahip olduklarının tadını çıkartmaktan ziyade,sahip olmadıkları şeylerin eksikliğinin daha ağır bastığı kanaatindeler.

O kadar çok şeyi birarada istiyorlar ki inanamıyorum.Hadi geçtim ülkeyi,sanki dünyadaki herkes hayalini kurduğu hayatı yaşıyor da bir onlar kırık düşler sokağında,giriş katında kirada kalmış.

Desem ki,mevsimsel değişimler kanlarını kaynatıyor,beklentileri tavan yaptı ve tatminsizlik bu yüzden doruklarda,o da değil.Çünkü ben bunların güzünü,kışına da bilirim.Melankoli onbeş günde bir uğrar,depresyon hep dürter mutluluğun yakınlaştığı zamanlarda.Ve o kadar alışırlar ki bu duruma bir süre sonra,mutluluğun,huzurun hiç varolmadığına inanmaya başlarlar.

Küçük şeylerle yetinebildiğim için her daim mutlu sayarım kendimi.Herkes kadar benim de derdim,sıkıntım,beklentim vardır hayatta ama,elimdekinin değerini de bilirim.
Ve onlar da benim gibi olsun isterim.Çünkü hepsini severim ve mutlu olsunlar isterim.

Hey bak buraya,
Artık kendinize gelin.
Sıcak bir haftasonu,iki kadeh rakı,ertesi sabah doğan güneş ve güzel bir kahvaltı bile yeter yaşadığını hissetmen için.
Serin bir haftasonunda,bir kadeh rakıya talim ve yağmurlu bir sabaha uyanmak da var bu hayatta.

Kararlıyım,
Siz beni kendinize benzetmeden,ben sizi kendime benzeteceğim..!

Hiç yorum yok: