22 Kasım 2015 Pazar

Başlıksız

iPhone'a,ipad'e,ipod'a,kısacası Apple'a,
Selfie çubuğuna,bluetooth kulaklığa,harici harddisk'e,mobile charger'lara,
Lacoste'a,Cacharel'e,Massimo Dutti'ye,
Papermoon'a,Vogue'a,Cahide'ye hiç merakım olmadı.
Geleneksel kafadan hiç kurtulamadım bugüne kadar.

Aklımın erdiği ve geceden geceye şarj ettiğim telefon,başkasının çektiği resim,içinde kendimi rahat hissettiğim marka ve kıyafet,sık gidip tanındığım,hürmet gördüğüm salaş mekanın müdavimi oldum hep.
Agorafobi geliştirdim kendime göre zaman zaman,sokağa çıkmaya korkup herşeyi erteledim,Evleneksen Gel izleyip,halime şükrettim.
Alkolü eksik etmedim ama hiç,ayık olmaktan imtina ettim,bana bugüne kadar hiçbir şey katmadı mantıklı olanı yapmak.Baya bir zaman da,mantıklı olanı yapmak için engeller vardı önümde.Ben de içimden geldiği gibi davrandım.
En boktanı,doğrunun ne olduğunu bile tam kestiremezken,onu uygulamaya çalışmak,herkesi aynı anda tatmin etmeye çalışmak ve tüm bunların sonunda kendini nasıl hissedeceğini bile kestirememek.

Uzun süre ara verince yazmaya,başı sonu birbinden alakasız,ilk satırıyla son satırı arasında bariz promil farkı bulunan şeyler çıkıyor ortaya.
Ama çok sağlam şeyler var biriktirdiğim.Yakında tekrar okumaktan zevk alacaksın dear follower..!

Hiç yorum yok: