Mekana,alışılagelmiş dev ekran televizyonlar,sinmiş ve ağırlaşmış tütün kokusu v

Onlar beni kendi halime,ben de onları kendi hallerine bıraktıktan sonra,bir bardak çay söyledim ve dikkatimi giriş tarafındaki,daha temiz yüzlü ihtiyarların oturduğu masaya çevirdim.Konu,klasik ülke meseleleri.Bu sırada,daha sonradan 84 yaşında olduğunu öğrendiğim amca sinirle masaya yumruğunu vurdu ve malum devlet adamınını ve partiyi destekler nidalarla kendinden geçti.Karşısındaki dur sakin ol diyemeden,amcada kayış hepten koptu ve mekandaki herkese sallama moduna geçti.Ben,kahve adamı olmadığım ve bu ortamların raconuna yabancı olduğum için,durumun sıradan mı yoksa vahim mi olduğuna karar verebilmek için çırpınırken,okey masasında bir ıstaka devrildi ve başka bir amca,fikir çarpıştırmak için masaya yanaştı.
Aydın Doğan'ın devletten almak istediği araziden başlayan tartışma,Berlusconi ve Putin'e çekilen peşkeşlere vardı.Eskiden,Adalar'dan Moda'lardan sevgilileriyle denize giren insanların şimdi sokaklarda elele yürüyemediğine kadar geldi.Derken benim sesini açık unuttuğum telefonum cıp tıs cıp tıs bangır bangır çalmaya başlayınca bütün kafaların tekrar bana dönüş hızı inanılmaz oldu.Mekan karışacak ben yavaş yavaş yolumu alayım derken,mekan sahibinin masaya getirdiği 52 bir anda herkesi sandalyesini düzeltip masaya yüzünü döndürmeye yetti.Kağıtlar karılmaya ve dağıtılmaya başladı.Ortam sakinleşti,benim biten çayım bir anda el çabukluğuyla tazelendi.
1 yorum:
Hahahah, ay koptum seni kıraathane ortamında düşünürken. Bi kendime geleyim, tekrar yorum yazıcam buna.
Yorum Gönder